DÖK ile başlayan kelimeler
Başında DÖK harfleri bulunan 50 adet kelime bulunuyor.Başında DÖK harfleri bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca Başında DÖK harfleri bulunan kelimeler listesine ya da sonu Başında DÖK harfleri bulunan biten listelere de gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu motorumuz da mevcut : Kelime Bulma Motoru
Harf Sayısına Göre Kelimelerin Sıralaması
13 Harfli Kelimeler
Döktürebilmek
12 Harfli Kelimeler
Döktürebilme, Dökülebilmek, Dökülüvermek
11 Harfli Kelimeler
Dökümhanede, Dökülebilme, Dökülüverme
10 Harfli Kelimeler
Dökmecilik, Dökümcülük, Dökümlemek, Döküntüsüz, Dökebilmek, Döktürtmek, Döküntülük, Döküvermek
9 Harfli Kelimeler
Döktürmek, Dökümhane, Dökümleme, Döküntülü, Dökebilme, Döktürtme, Döküverme
8 Harfli Kelimeler
Döktürme, Döküklük, Dökülgen, Dökülmek, Dökülmüş, Dökümevi, Dökümhan, Dökünmek, Döktürüş
7 Harfli Kelimeler
Dökerek, Dökmeci, Dökülme, Dökülür, Dökülüş, Döküman, Dökümcü, Dökümlü, Dökünme, Döküntü, Dökünüş
6 Harfli Kelimeler
Dökmek, Dökülü
5 Harfli Kelimeler
Döker, Dökme, Dökük, Döküm, Döküş
4 Harfli Kelimeler
Döke
Bazı DÖK ile başlayan kelimelerin eş anlamlıları
döker : damper, töker
dökerek : döke döke
dökme : aktarılan
dökmeci : dökümcü
dökmecilik : dökümcülük
dökmek : akıtmak, düşürmek, saçmak, serpmek, salmak, bırakmak, kızıl, maden, taşımak, ödemek, söylemek, yakmak, tutuşturmak, kullanmak, harcamak, boca etmek, boşaltmak
dökük : dökülmüş, dökümlü, bol paça
dökülme : fire, hasar
dökülmek : kır, düşmek, çıkmak, salınmak, kaplamak, yayılmak, boşalmak, saçalanmak, sepelemek, ulaşmak
dökülmüş : baygın, dökük, döküntü
dökülür : üç göç, bir yangın yerini tutar
döküm : envanter, kum püskürtücü
döküman : doküman
dökümcü : dökmeci
dökümcülük : dökmecilik
dökümevi : dökümhane
dökümhan : düğüm, bağ
Bazı DÖK ile başlayan kelimelerin Sözlük anlamları
dökmek :
TDK: |
1. -i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak "İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - S. F. Abasıyanık |
2. Belli bir yere boşaltmak "Sigara tablasını dökmek." |
3. Akıtmak, düşürmek "Annem bunu sezdiği gün, babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur." - Y. Z. Ortaç |
4. -e Saçmak, serpmek "Tavuklara yem döktü." |
5. Salmak, bırakmak |
6. Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek "Yapraklarını dökmüş iki söğüt ağacı..." - S. F. Abasıyanık |
7. Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak |
8. Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak "Heykel ilkin çamurdan yapılıyor, sonra kalıbını çıkarıp tunçtan dökecekler." - H. Taner |
9. Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek "Lokma dökmek. Kadayıf dökmek." |
10. Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak "Sınıra asker dökmek." |
11. nsz Çok söylemek "Dil dökmek." |
12. Bir şeyi yok etmek için atmak "Satılmayan hamsileri denize döktüler." |
13. -e Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak "Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider." - R. N. Güntekin |
14. Yakmak, tutuşturmak "Sabah ve akşam kahvaltıları için mangal döktürürdü. Mangal yakmak denmezdi. Mangalı dök, tutuştur denirdi." - N. Neyzi |
15. Kullanmak, harcamak, sarf etmek "Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı." - C. Uçuk |
16. Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak "Sınıfın yarısını döktüler." |
17. nsz Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek "Para dökmek." |
18. Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak "Acaba biraz anlatsan, derdini döksen olmaz mı?" |
dökük :
TDK: |
1. sıfat Dökülmüş "Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu." - H. Taner |
2. Çok eskimiş |
3. Dökümlü |
döküntü :
TDK: |
1. isim Dökülmüş, saçılmış şeyler "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." - Y. K. Beyatlı |
2. Bir topluluktan geri kalmış kimseler |
3. Bozuntu |
4. Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi |
5. Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı |
6. Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse "Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz." - H. C. Yalçın |
7. sıfat İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat "Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler." - Ç. Altan |
8. tıp (***) Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti |
9. coğrafya Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer |